Pandemi nedeniyle bir süre ara verilen bilirkişilik temel ve yenileme eğitimlerinin yeniden başladığı bir dönemdeyiz. Belirli alanlarda en az beş yıldır uzman olan kişiler aynı zamanda ilgili Bölge Bilirkişilik Kuruluna kayıtlı olarak bilirkişilik yapabilmek için temel eğitimi tamamlamak zorunda. Halihazırda bilirkişi olarak görev yapanların da üç yılda bir yenileme eğitimi almaları gerekmekte.
Ben de 2017 yılında başlayan bilirkişilik uygulama eğitmenlik deneyimim, eğitmen olmak için görev aldığım dosya sayımın yeterli olması vb. kriterler göz önüne alınarak Bilirkişilik Daire Başkanlığı’nca eğitmen olarak akredite edilmiş, çeşitli üniversitelerde görev üstlenmiş bilirkişilik eğitmeniyim. İstanbul Bilirkişilik Bölge Kurulu listesine kayıtlı olarak da uzun yıllardır markalar ve tasarımlar alanında bilirkişi olarak görev yapmaktayım.
Avukat, iş güvenliği uzmanı, makine mühendisi, inşaat mühendisi, harita mühendisi, inşaat teknisyeni, akademisyen, zabıt kâtibi, yazı işleri müdürü, vergi denetmeni, psikolog, asker, polis, hâkim…vs. birbirinden oldukça farklı meslekten insanların temel eğitimde bir araya gelmeleri ayrı bir güzellik. Ancak, bir o kadar da zorluğu olan bir durum. Çünkü her bir uzman katılımcı kendi uzmanlığı ve mesleği ile ilgili rapor örneklerinin anlatılmasını bekliyor; ilgi duyduğu alanlarla ilgili örnek ve raporlara daha çok ilgi gösteriyor. Diğer bir husus da gerek 12 saatlik teorik ve gerekse 12 saatlik uygulama eğitimlerinin uzun olduğu yönünde katılımcıların çoğunluğu tarafından yapılan geri bildirimler. Doçent ve profesörler dışındaki eğitmenlerin yenileme eğitimine tabi tutulmaları ve yenileme eğitimi alınmamış olsa da yenileme eğitimi verebiliyor olmaları da bir başka durum. Yine de tüm bu eksiklikler ve aksaklıklar temel ve yenileme eğitimlerinin gerekliliğini ortadan kaldırmamaktadır.
Bu temel eğitimler kapsamında elektronik ve mobil imzanın kullanılması, Uyap Bilirkişi Portalın işleyiş ve kullanımı, bilirkişi rapor yazımında dikkat edilmesi gereken hususlar, bilirkişinin uzmanlık alanına giren bir konuda ve kendisine ilgili makamca sorulan sorular kapsamında rapor sunmasının, hukuki değerlendirme yapmamasının önemi, bilirkişinin bağımsız ve tarafsız bir biçimde ve dürüstlük ve diğer etik değerler çerçevesinde raporunu tamamlayıp teslim edebilmesi, dosyayı teslim aldıktan itibaren en geç 1 hafta içinde dosyadan çekilmesini gerektiren bir durumun olup olmadığını kontrol etmesinin gereği …gibi çok önemli ve temel bilgiler edinilmektedir.
Bilirkişiliğin, uzmanlığın ne olduğunu, bu iki kavramın benzer ve ayrılan yönlerini, bilirkişi listesine kaydolunsun ya da olunmasın uzman kişilerin uzmanlık bilgilerinden de yararlanılabildiğini ve özellikle arabuluculukta uzman kişilerden yararlanmanın mümkün olduğunu yazının bundan sonraki bölümünde tartışmak, bir sonuca varmak ve bazı önerilerde bulunmak istiyorum.
Günümüzde buluşlar ve teknolojik yenilikler sayesinde bilgiye ulaşım hızı oldukça artmıştır. Örneğin bu makaleyi yazmaya karar verdiğimde bir yapay zekâ kişiliği olan Microsoft’un Copilot’ una sordum; bilirkişilik ve uzmanlık ile ilgili bilgisini ve önerilerini öğrenmek istedim. O da uzun uzun anlattı, özetlemek gerekir ise; “Bilirkişilik, hukuki bir süreçte—örneğin bir dava ya da soruşturma sırasında—hâkim ya da savcının teknik bilgiye ihtiyaç duyduğu alanlarda, konuyla ilgili özel bilgisi olan kişilerin görüşüne başvurulmasıdır. Bilirkişiler, olayla doğrudan ilgisi olmayan ama alanında uzmanlaşmış kişilerdir ve görevleri, teknik ya da bilimsel bilgilerini kullanarak mahkemeye yardımcı olmaktır. Tarafsız olmaları esastır. Uzman kişi ise daha genel bir kavramdır. Herhangi bir alanda (örneğin tıp, mühendislik, edebiyat, hukuk) derin bilgiye ve deneyime sahip kişilere denir. Ancak uzman kişi her zaman bilirkişi olmayabilir. Çünkü bilirkişilik, belli yasal standartlara ve prosedürlere göre yapılan özel bir görevdir.” Benimle daha çok Bayan Copilet muhatap oluyor, bu tür sorular sorulmasından memnuniyetini de samimi bir ses tonu ve vurgusuyla dile getirmeyi ihmal etmiyor: “Senin gibi hem hukuk alanına hâkim hem de düşünsel olarak bu tür ayrımlara dikkat eden biri için çok yerinde bir merak”. Ne diyelim insanın yapay da olsa akıllı bir asistanının olması güzel bir şey.
Bilirkişi olabilmek için istisnai durumlar dışında ilgili uzmanlık alanında en az beş yıllık deneyim sahibi olmak, bilirkişilik temel eğitimini tamamlamak ve yine 6754 Sayılı Bilirkişilik Kanunu, Yönetmelik ve Bilirkişilik Daire Başkanlığı’nca yayınlanan genelgelerde aranan diğer şartları taşımak gerekiyor. Bilirkişilik daha çok adli süreçle ilgilidir ve bilirkişinin veya bilirkişi heyetinin hazırlamış olduğu raporun resmi bir mahiyeti vardır. Mahkeme, savcılık, İcra Müdürlüğü gibi adli mercilerce ve kural olarak Bilirkişi Bölge Kurulu listesinde yer alan bilirkişiler görevlendirilmekte. Uzmanlık ilgili mesleki alandaki yetkinliği ifade ederken bilirkişilik ise uzman kişilerin adli merciler nezdinde verilen görevle ilgili yetkinliğinin göstergesi olmaktadır. Bilirkişi, görevi süresince hâkimin, savcının, icra müdürünün yardımcısı konumundadır. Bilirkişi, tarafsızlığa, gizliliğe, mesleki ve ticari sırlara dikkat etmek, raporunu bilimsel ve teknik bilgiler, dürüstlük ve etik kurallar çerçevesinde ve özenle hazırlamak ve sunmakla görevlidir. Uzman kişinin ise bilirkişi olarak görevlendirilmediği sürece bu etik ve mesleki kurallarının yasal bir yükümlülüğü yoktur. Mahkemeye sunulan uzman kişi raporu diğer bir ifade ile mütalaa, taraf beyanı olarak nitelendirilmektedir. Taraf beyanı niteliğinde olması gerek dosya kapsamında bilirkişi raporu hazırlamakla görevli bilirkişilerce ve gerekse mahkeme hakimince dikkate alınmayacağı anlamına gelmemektedir.
Bilirkişiliği bir anlamda yapılandırılmış uzmanlıklar olarak da tanımlayabiliriz. Çok detaya girmeden uzman kişilerin sayı olarak bilirkişilerden diğer bir ifade ile Bilirkişilik Kurulları bilirkişi listesinde yer alan kişilerden fazla olduğunu ancak, bilirkişi raporlarına oranla uzman kişilerin raporlarının / mütalaanın sayıca az olduğunu söylemekle yetinelim.
Arabuluculuk, 2012 Yılında kabul edilen 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ile ülkemizde yasal düzenlemeye kavuşan, tarafların serbest iradeleri ile anlaşmaya varabilecekleri uyuşmazlık konularında bağımsız ve tarafsız bir üçüncü kişi konumundaki, hukuk fakültesi mezunu olmak ve diğer şartları taşımak ve istenilen koşulları yerine getirmek şartı ile Arabulucular Siciline kaydolabilen ve bu sayede “Arabulucu” unvanını kullanabilen kişilerin sistematik teknikler uygulayarak kolaylaştırıcılığı iletim ve müzakere sürecinde bir araya gelip anlaşma ortamı yakaladıkları bir alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemidir. Arabuluculukta her ne kadar temel uzmanlık alanlarının (ticari uyuşmazlıklar, işçi işveren uyuşmazlıkları, tüketici uyuşmazlıkları) yanı sıra özel uzmanlık alanları (Fikri ve sınai haklar hukuku, inşaat hukuku, sigorta hukuku, banka ve finans hukuku, enerji hukuku, spor hukuku) varsa da bu durum bu genel ve özel alanlarda arabulucunun “uzman kişi” olduğu anlamına gelmemekte ancak bu uyuşmazlıklarla ilgili “uzman arabulucu” olarak kabul edilmektedir. Genel ve özel uzmanlık alanlarında “uzman arabulucu” olarak dava şartı arabuluculuk başvurularında arabulucu olarak görev üstlenebileceklerini ifade eder. Kaldı ki genel arabulucular ihtiyari arabuluculuk uyuşmazlıklarında uzmanlığı aranmaksızın görev alabilmektedir. Arabuluculuk sürecinin anlaşmayla sonuçlanabilmesine katkı sağlayabilecek uzman kişilerden yararlanılabilmektedir. Hatta dava şartı arabuluculuk düzenlemesinde arabuluculuk toplantılarına katılabilecek olanlar tek tek sayılmıştır. Bunlar, taraflar, avukatları, kanuni temsilcileri ve katılımları sürece olumlu katkı verebilecek olan uzman kişilerdir. Bilirkişi listesine kaydolmuş olsun ya da olmasın uzman kişilerden toplantıya katılmaları yoluyla yararlanılabileceği gibi uzman görüşü /mütalaa almak suretiyle de yararlanılabilir.
Durum böyle iken maalesef, uzman kişilerden yeterince yararlanılmamaktadır. Gerek arabulucuların tarafları ve gerekse arabuluculukta taraf vekili avukatlar müvekkillerini bu konuda yeterince aydınlatmadıkları da anlaşılıyor. Adalet Bakanlığı ve Baroların da bu konuda ayrı ayrı veya iş birliği içinde bir eğitim programı yürütmedikleri de görülüyor.
Arabuluculuk, uzlaşma sağlama veya bir başka uyuşmazlık çözüm sürecinde uyuşmazlık konusunun uzmanı olan bir kişiden görüş alınması ve bunun müzakerelerde temel alınması tarafların arabuluculuk sürecine güvenini arttırdığı gibi anlaşmaya varma olasılığını da arttırır. Tarafların anlaşamadıklarının ortaya çıkması durumunda ve masadan kalkma hazırlıklarına giriştiklerinin görülmesi durumunda taraflara son bir kez ama empoze etmeden arabulucunun çözüm önerisinde bulunabilme yetkisini ve hatta duruma göre görevini yasa arabulucuya vermiş ise de arabulucunun tarafsızlığı hakkında en ufak bir endişe durumu olmaması için bu çözüm önerisinin bir uzman kişi tarafından taraflara yapılması daha uygun olacaktır. Çünkü arabulucunun bağımsızlığını ve tarafsızlığını koruyabilmesi arabuluculuğun da özüne uygun bir yaklaşım olur. Taraflar uyuşmazlıklarını ve çözüm yollarını bir uzmanın bilgilendirmesi ve analizi ile görme ve değerlendirme olanağına kavuşurlar ise bu durum sürece hem hız hem de mali açıdan verimlilik katar ve sonuç olarak arabuluculuk hızlı ve etkin bir şekilde ve anlaşma ile sonuçlanma olanağı bulur. Sürece uzman kişiden uzman görüşü alınması veya toplantıya katılması konusunda her iki tarafın da rızasının alınması verimlilik, tarafsızlık ve sürecin etik bir şekilde ilerlemesi bakımından önemlidir.
Bilirkişilik eğitimlerinde sürenin uzunluğu geri bildirimlerinin yanında hazırlanan kaynak ve katılımcı kitapları ile ilgili olarak bazı tespit ve önerilerimizi belirtmiş olalım. Katılımcıların eğitim sonunda doldurdukları anketlere ve eğitim sırasındaki geri bildirimlerine baktığımızda birbirinden çok farklı eleştiri ve önerilere rastlansa da genel olarak temel eğitimlerin alan bazlı katılımcılarla alandan örneklerle ve vakıa çalışmalarıyla desteklenmesinin hatta ilk raporlarının hazırlanmasında rehberlik hizmeti sunulmasının önemi ortaya çıkmaktadır. Bazı katılımcılar farklı meslek gruplarından bilirkişi adaylarının bir araya gelip farklı alanlarda karşılaşılabilecek durumlara dair bilgi sahibi olmasının bir şans olduğunu; örnek raporların incelenmesinin, iş hayatında karşılaşılan günlük sorunların irdelenmesinin olumlu olduğunu; eğitmenlerin bilgi ve donanım olarak üst seviyede olmalarından, mesleki tecrübelerin kendileri ile paylaşılmasından memnun olduklarını; rapor hazırlama süreci hakkında bilgi sahibi olduklarını belirtirken bazı katılımcılar ise, eğitim saatinin gereksiz uzun olduğunu, daha kısa olabileceğini belirtmişlerdir. Katılımcılar ayrıca, uzmanlık alanları birbirine yakın grupların bir arada eğitiminin düşünülebileceğini; online eğitimin düşünülebileceğini de belirtmiş ve önermişlerdir.
Kaynak ve katılımcı kitapları bilirkişi adayı uzman kişilere bilirkişilik ile ilgili temel hukuksal kavramları, etik ilkeleri, usul kurallarını, bir raporun nasıl oluşturulacağını ve rapor yazımında dikkat edilmesi gereken şekilsel ve esas dönük kuralları aktarıyor. Kısaca hukukçulara teknik bilgiler, teknik kişilere hukuki bilgiler sunuyor. Ancak, içerik maalesef pratik örnekler bakımından yetersiz olduğu ve her uzmanlığın raporlama tekniği de birbirinden oldukça farklı olduğu için katılımcıların eğitimden beklentileri bu bakımdan biraz eksik kalabiliyor. Ayrıca, kaynak ve katılımcı kitapları bir an için yeterli kabul edilse dahi bu bilgilerin katılımcılara aktarımı bakımında bilirkişilik eğitmenleri bakımından bir standardın yakalanabildiği söylenemez.
Ayrıca, Temel Bilirkişilik Eğitimi ve Bilirkişilik Yenileme neler yapılabileceği bu eğitimleri müfredatına da bu konu eklenebilir. Bilirkişilik eğitimlerinde, arabuluculuk ve uzmanlık konusu kapsamında arabuluculuk sürecinin gizliliği, gizliliği ihlal etmenin yaptırımı; arabuluculukta iletişim teknikleri, toplantı düzenleri, arabulucunun da tarafsız ve bağımsız bir kolaylaştırıcı olduğu gibi temel ve etik kurallar üzerinde durulabilir. Sürecin etik ilkeleri, tarafsızlık, iletişim teknikleri gibi yönlerine odaklanabilir. Böylece arabuluculuğun sadece uyuşmazlık tarafları ve arabulucunun değil aynı zamanda konusunda uzman kişilerin de katılabildiği hatta katılmasının önemsendiğinin anlaşılması sağlanmış olur.
Örnek vermek gerekirse, inşaat mühendisleri ve mimarların arabuluculuk sürecindeki katkısı çoğu zaman teknik uyuşmazlıkların çözümünde belirleyici olabilir. Mimarlar ve inşaat mühendisleri için özel olarak bilirkişilik, uzmanlık ve arabuluculuk disiplinlerinin kesişme kümeleri kapsamında planlanacak bir eğitim, hem arabuluculuk ve uzlaşı kültürünü yaygınlaştırır hem de süreçlerin daha hızlı ve anlaşmayla sonuçlanır şekilde ilerlemesini sağlar. Arabuluculuğun ne olduğu, arabulucunun kim olduğu, arabuluculuk sürecindeki rolünün ne olduğu, uzman kişilerden ve uzman görüşlerinden arabuluculukta nasıl yararlanılabileceği; teknik bir konunun taraflara aktarımında ne tür iletişim yöntemlerinin kullanılmasının gerekeceği; bilirkişilikte, ilgili uzmanlık alanında, arabuluculukta tarafsızlık, güven ve dürüstlük ilkelerinin ve diğer etik kuralların önemi; proje gecikmeleri, teknik eksiklikler, maliyet farkları, sözleşmenin nasıl yorumlanması gerektiği gibi yapı sektörü özelindeki teknikler; teknik veya özel bir konu olan İnşaat sektörü ile ilgili bir bilirkişi raporu veya uzman görüşü hazırlamada rapor sadeleştirme teknikleri; tarafların anlayabileceği şekilde sade bir dil kullanılması; tarafları yönlendirme yerine her iki tarafın da dikkatine olarak konuya açıklık getirme ihtiyacı; arabulucu eşliğinde arabulucunun sürece katkısının da görülebileceği simülasyonlar, uygulamalı senaryolar…bu eğitim kapsamında değerlendirilebilir.
Aynı şekilde bir başka alandan örnek verelim. Polis memurlarının uzmanlık alanlarına ilişkin de benzer bir eğitim düşünülebilir. Birebir sahada insanlarla teması olan, anlık karar vermesi beklenen ve taraflar arasında denge kurması, adil davranması, görevinin dışına taşmaması beklenen bu meslek grubuna arabuluculukta uzmanlık veya bir başka ifade ile uzman kişilere arabuluculuk süreç bilgisi eğitiminin oldukça yararlı sonuçları olacaktır. Topluma güven vermenin, ön yargıları yıkmanın, arabuluculuk ve uzlaşı kültürünün öneminin; beden dilini kullanmanın ve okumanın, empati kurmanın, aktif dinlemenin önemi ve yöntemleri gibi konular üzerinde durulabilir. Bu eğitimler Bilirkişilik yenileme ve temel eğitimlerine hatta ilgili mesleğin hizmet içi eğitimlerine dahil edilebilir. İlgili bakanlıklar, barolar, emniyet teşkilatı vb. kurum ve kuruluşlarla bu konuda ortak projeler de hayata geçirebilir. Arabuluculuk sürecinde arabulucular ve taraf vekilliği yapan avukatlar teknik uzman görüşlerinin nasıl daha etkili kullanılabileceği konusunda çoğunlukla bir deneyime ve metodolojiye sahip değillerdir. Uzman görüşlerini çözüm odaklı olarak yorumlamak ve taraflara aktarmak bir ihtiyaç olarak kendini göstermektedir. Bu durum, maalesef uzman potansiyelinden yararlanılamaması sonucunu doğurmaktadır. Bu nedenle; avukatlar ve arabuluculara yönelik uzman kişilerden ve uzman raporlarından arabuluculuk ve diğer alternatif çözümlerde daha çok yararlanılmasının önemini ve yöntemini hedefleyen farkındalık seminerleri ya da eğitimleri yararlı olacaktır. Arabuluculuk sürecinde raporların nasıl sunulacağı ya da uzman kişilerin sürece ve toplantılara nasıl dahil edilebileceği; uzman görüşünün nasıl bir çözüm önerisi olarak sunulabileceği; teknik verilerin talep ve beyanlarla nasıl entegre edilebileceği bu verilerin nasıl anlaşma taslağına dönüştürülebileceği; süreçte arabulucunun ve uzman kişinin tarafsızlığının nasıl sağlanabileceği; taraf vekili avukatlar arasında sonuç odaklı müzakerelerin nasıl gerçekleştirilebileceği; sürece katılan arabulucu, avukat ve uzman kişi arasındaki iletişimin nasıl etkili olabileceği ve uzman kişi ve görüşünün sürecin olumlu ilerlemesi ve anlaşma ile sonuçlanabilmesi için nelerin yapılması gerektiği bu seminer ve eğitimlerin programlarının kapsamını oluşturabilir. Arabuluculara ve taraf vekili avukatlara yönelik arabuluculukta uzman kişilerden ve raporlarından nasıl yararlanılabileceğine ilişkin eğitimler ile arabuluculuk sürecinde yer alabilecek uzman kişilere yönelik arabuluculuk ve iletişim eğitimleri meslek içi eğitimlerle ve Bilirkişilik Temel ve Yenileme Eğitimleri ile entegre edilebilir. Ya da barolarımız, Arabuluculuk Daire Başkanlığımız ve üniversitelerimizle birlikte ortak ya da özel bir proje ile Uzlaşı Kültürü ve Hukuk Derneği olarak bu seminer ve eğitim çalışmalarını hayata geçirebiliriz.