Madencilik faaliyetleri, doğal kaynakların ekonomik değer yaratacak şekilde değerlendirilmesini sağlarken, aynı zamanda arazi kullanımı ve çevresel dengeler üzerinde önemli etkiler yaratmaktadır. Bu nedenle, madencilik sonrası bozulan alanların yeniden doğaya kazandırılması, yalnızca çevresel değil, sosyal ve ekonomik açıdan da kritik bir süreçtir. Türk madencilik mevzuatında yapılan son değişikliklerle birlikte bu sürece ilişkin yeni bir kavram olan rehabilitasyon bedeli uygulamaya girmiştir.
Kanunda rehabilitasyon; madencilik faaliyetleri sonucu bozulan alanların emniyetli hâle getirilmesi, toprağın düzeltilmesi, üst toprağın serilmesi, bitkilendirme, ağaçlandırma, rekreasyon alanlarının oluşturulması ve kimyasal-fiziksel iyileştirmeleri kapsayan geniş bir faaliyetler bütünü olarak tanımlanmıştır. Bu tanım, yalnızca araziyi doğaya iade etmeyi değil, aynı zamanda topluma fayda sağlayacak yeni kullanım biçimlerini de kapsamaktadır.
Önceki mevzuatta ‘çevre ile uyum teminatı’ adı altında bir sistem uygulanmaktaydı. Bu sistemde ruhsat sahiplerinden alınan teminat mektupları, faaliyet sonrası rehabilitasyon yükümlülüklerinin yerine getirilip getirilmediğinin güvencesi olarak tutulmaktaydı. Ancak bu uygulamada:
-Teminatların nakde çevrilmesi uzun ve bürokratik süreçlere bağlıydı,
-Bazı durumlarda rehabilitasyon için ayrılan kaynak fiilen kullanılamıyor,
-Uygulamanın etkinliği konusunda boşluklar oluşuyordu. Yeni düzenleme ile bu sistem kaldırılmış, yerine nakdi esaslı rehabilitasyon bedeli getirilmiştir.
Rehabilitasyon Bedelinin Hukuki Dayanağı
Rehabilitasyon bedeli, işletme ruhsat bedeli ile eşit tutarda belirlenmiştir.
-Bu bedel kamu bankalarında açılacak özel hesaplara yatırılmakta ve yalnızca rehabilitasyon faaliyetlerinde kullanılmaktadır.
-Tahsil edilen tutarlar vadeli hesaplarda nemalandırılmakta, elde edilen faiz gelirleri de yine aynı amaç için kullanılmaktadır.
-Bedel ve nema gelirleri haczedilemez, rehnedilemez, temlik edilemez.
-Ruhsat sahibinin rehabilitasyon yükümlülüğünün sona ermesi halinde kullanılmayan kısmı iade edilmektedir. Bu sistem, çevre uyum teminatından farklı olarak kaynağın doğrudan hazır, nakdi ve kullanılabilir olmasını sağlamaktadır.
Geçici Düzenlemeler ve Geçiş Süreci
Geçici Madde 46 ile, çevre uyum teminatı mektuplarının bir yıl içerisinde nakde çevrilerek rehabilitasyon hesabına aktarılması zorunlu kılınmıştır. Böylece eski sistemden yeni sisteme kesintisiz geçiş sağlanmıştır. Bu düzenleme, hem mevcut ruhsat sahiplerinin hak kaybına uğramamasını hem de çevre koruma amaçlı kaynağın güvence altına alınmasını hedeflemektedir.
Uygulama Esasları ve Yükümlülükler
– Ruhsat ve rehabilitasyon bedellerinin her yıl ocak ayı sonuna kadar yatırılması zorunludur. – Bedelin yatırılmaması halinde ruhsat iptaline kadar gidebilen yaptırımlar öngörülmektedir.
Sektörel Değerlendirme
Olumlu Yönler:
– Rehabilitasyon için kaynakların garanti altına alınması,
– Çevresel sürdürülebilirliğe yönelik güçlü bir hukuki zemin oluşturulması,
– Şeffaf ve hesap verebilir bir sistem kurulması.
Olası Zorluklar:
– İşletme maliyetlerine ek yük getirmesi,
– Küçük ölçekli işletmelerin finansal açıdan zorlanması,
– Uygulama ve denetim süreçlerinde bürokratik yoğunluk.
Sonuç olarak;
Çevre uyum teminatı sisteminin kaldırılarak yerine rehabilitasyon bedeli uygulamasının getirilmesi, Türk madencilik sektöründe çevresel sorumluluk bilincinin güçlendirilmesine yönelik önemli bir adım olmuştur. Yeni düzenleme ile yalnızca çevre koruma değil, aynı zamanda şeffaflık, sürdürülebilirlik ve toplumsal fayda hedeflenmiştir. Önümüzdeki dönemde uygulamanın etkinliği, işletmelerin yükümlülükleri yerine getirmedeki performansı ve kamu kurumlarının denetim kapasitesi bu düzenlemenin başarısını belirleyecektir.
Kaynak: 24 Temmuz 2025 Tarihinde Yayınlanan 32965 sayılı Resmi Gazete, 19.07.2025 Kabul Tarihli “Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”, Kanun No: 7554