Davanın Kısmen Kabul Kısmen Reddi Halinde Yargılama Giderlerinin Tarafların Haklılık Durumuna Göre Paylaştırılacağını Düzenleyen 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu M. 326/2 Hükmünün, Manevi Tazminat Davaları Yönünden İptaline Dair 14.03.2025 Tarihli Ve 32841 Sayılı Resmi Gazete’de Yayınlanan E. 2024/29, K. 2024/226 Sayılı Ve 25.12.2024 Tarihli Anayasa Mahkemesi Kararının, Karar Gerekçesinin Ve Kararın Haklılığının Hukuki Açıdan Değerlendirilmesi

Davanın Kısmen Kabul Kısmen Reddi Halinde Yargılama Giderlerinin Tarafların Haklılık Durumuna Göre Paylaştırılacağını Düzenleyen 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu M. 326/2 Hükmünün, Manevi Tazminat Davaları Yönünden İptaline Dair 14.03.2025 Tarihli Ve 32841 Sayılı Resmi Gazete’de Yayınlanan E. 2024/29, K. 2024/226 Sayılı Ve 25.12.2024 Tarihli Anayasa Mahkemesi Kararının, Karar Gerekçesinin Ve Kararın Haklılığının Hukuki Açıdan Değerlendirilmesi

  • Bilindiği üzere Anayasa Mahkemesi, davanın kısmen kabul kısmen reddi halinde yargılama giderlerinin tarafların haklılık durumuna göre paylaştırılacağını düzenleyen 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu m. 326/2 hükmünü, manevi tazminat davaları yönünden iptal etmiştir. (AYM’nin 14.03.2025 tarihli ve 32841 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan E. 2024/29, K. 2024/226 sayılı ve 25.12.2024 tarihli kararı)
  • Sözkonusu iptal kararı neticesinde, manevi tazminat davalarının kısmen reddi halinde artık davacı aleyhine karşı vekalet ücreti çıkmayacağı gibi yargılama giderlerine de hükmedilmeyecektir.
  • İptal kararının gerekçesi özetle şu şekildedir:

“Manevi tazminat davasının kısmen reddedilmesi hâlinde davayı açan kişinin yargılama giderlerinin bir bölümünden sorumlu tutulması bu kişi üzerinde oluşturduğu baskı nedeniyle mahkeme erişim hakkını sınırlandırmaktadır. Bu kapsamda mahkemeye erişim hakkını sınırlamaya yönelik kanuni düzenlemenin olması yeterli olmayıp kuralların keyfiliğe izin vermeyecek şekilde belirli ve öngörülebilir nitelikte olması gerekir.

Davacıya ödenecek manevi tazminat tutarının belirlenmesi hakimin takdir yetkisi kapsamındadır. Dolayısıyla kişiden davanın sonunda hükmedilecek tutarı öngörebilmesi beklenemez.  Dosyaya giren bilgi ve belgelerle manevi tazminatın belirlenmesi de mümkün değildir. Buna göre manevi tazminat davasında talebini düşük belirlemesi durumunda hak kaybı yaşayabilecek olan ve hakimin takdirine göre kısmen kabul durumunda yargılama giderlerinden sorumlu tutulabilecek kişilerin temel hak ve özgürlükler ile anayasal güvencelere uygun olarak mahkemeye erişebildiğinden söz edilemez.

Bu itibarla miktar belirtmek suretiyle manevi tazminat davasını açacak kişinin hâkimin hükmedeceği tazminatı öngörebilmesinin mümkün olmadığı ve tazminat miktarının hâkim takdirine göre belirlendiği davalarda yargılama giderlerine dair özel düzenlemenin de bulunmadığı gözetildiğinde mahkemeye erişim hakkına getirilen sınırlamanın manevi tazminat davaları yönünden kanunilik şartını sağlamadığı sonucuna ulaşılmıştır.”

  • İptal Kararının Haklılığı Hususunda Değerlendirme:

Manevi tazminat, manevi zarara uğrayan kişinin duyduğu acı, elem, keder gibi duyguları hafifletmek ve dindirebilmek amacıyla talep edilen bir tutardır. Manevi tazminat tutarının belirlenmesi hakimin takdir yetkisinde olup bu tutarın davacı tarafından belirlenmesi veya öngörülebilmesi mümkün değildir. Dolayısıyla davacı taraf, manevi tazminat tutarını kendi takdirine göre belirleyerek davayı açtığında, çoğu zaman davası bu rakam üzerinden kabul görmemekte, mahkemeler davanın kısmen kabul ve kısmen reddi yönünde kararlar verebilmektedirler. Sözkonusu uygulama davacının aleyhine olmakta ve davasının kısmen reddi nedeniyle yargılama gideri ve karşı vekalet ücreti ödemek zorunda kalan davacı ekonomik olarak zarara uğradığından acısı hafifleyeceği yerde artabilmektedir.  Bu durum ise manevi tazminatın amacına aykırı düşmekte ve kişide hukuka duyulan güveni sarsmaktadır. Bu nedenle kanaatimizce Anayasa Mahkemesinin iptal kararı yerindedir.

  • İptal kararı, kararın Resmi Gazete’de yayınlandığı tarih olan 14/03/2025 tarihinden 9 ay sonra yani 14/12/2025 tarihinde yürürlüğe girecektir. Dolayısıyla bu tarihten önce sonuçlanan davalarda manevi tazminatın reddedilen kısmı için yargılama giderleri ve karşı vekalet ücreti çıkmaya devam edecektir.
  • Burada dikkat edilmesi gereken bir husus da şudur: Anayasa Mahkemesi’nin sözkonusu iptal kararı, manevi tazminat davasının sadece kısmen reddi hakkındadır. Manevi tazminat davasının kısmen değil de TAMAMEN REDDİNE karar verilmesi halinde yargılama giderleri ve avukatlık ücretine mevcut yasal düzenlemelere göre hükmedilmeye devam edilecektir.
  • Manevi tazminat davasının tamamen reddi halinde yargılama giderleri ve karşı vekalet ücreti uygulamasına dair mevcut yasal düzenlemelerimiz ise şöyledir:

Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 10/3 maddesi gereğince manevi tazminat davalarının tümden reddedildiği durumlarda avukatlık ücreti, Tarife’nin ikinci kısmının ikinci bölümüne göre yani MAKTU ÜCRET olarak belirlenir. Manevi tazminat davasının tümden reddi halinde yargılama giderleri ise HMK 326/1 maddesi gereğince, davayı kaybeden davacıya yükletilir.