“Fikir ve sanatın korunup geliştirilmesine, uzlaşı kültürüne, hukuk kültürüne, toplumsal adalet ve barışa katkı sağlamak; dürüst, barışsever, uzlaşmacı kişilerin yetişmesi ve dayanışmasını sağlamak üst amacı çerçevesinde; özel olarak fikri ve sınai haklar hukuku alanında, bilişim hukuku alanında, arabuluculuk ve diğer alternatif uyuşmazlık çözümleri hukuku alanında ve genel olarak tüm hukuk alanlarında, hukuk disiplinleri arasındaki geçişleri de gözönüne alarak, uzmanlığı esas alan başarılı, koordineli ve entegre çalışmalar yapmak; sulh, Av.K.m.35/A-uzlaşı sağlama, uzlaştırma, arabuluculuk, tahkim ve diğer alternatif çözüm yollarının tanıtılması ve geliştirilmesine, taraf vekilliğinin ve avukatlığın etkin olmasına ve saygınlığına yönelik çalışmalar yapmak; yapılan çalışmalara destek olmak. Akran arabuluculuğuna destek vermek , hayatın içinde iletişim ve uzlaşı anlayışını geliştirmek” amacıyla UZLAŞI KÜLTÜRÜ VE HUKUK DERNEĞİ’ miz 25.02.2019 tarihinde İstanbul’ da kuruldu.
27.02.2019 tarihinde ise Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) ve Adalet Bakanlığı’nın tarihinde birlikte düzenlediği ‘Ticari Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Sempozyumu’ Ankara’da TOBB İkiz Kuleler Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi .TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, 81 İl’deki Odalarda Tahkim ve Arabuluculuk Merkezleri açmaya başladıklarına vurgu yaparak, “Hiçbir ön yargım olmadan, şunu ifade etmek isterim ki, öncelikle ticari uyuşmazlıklarda arabulucuların hukukçu olma şartı kaldırılmalıdır. İki tarafı tacir olan bir uyuşmazlıklarda tacir ve sanayicilerimiz ve iktisat-finans gibi alanlarda uzmanlaşmış profesyonellerimiz de arabulucu olabilmelidir. Böylece oda ve borsalarımız ticari arabuluculuk konusunda kurumsal olarak daha aktif bir rol üstlenebilecektir” dedi.
Sn.Hisarcıklıoğlu’ nun arabulucu olmak için hukukçu olma şartının kaldırılması yönündeki talihsiz talebi sadece arabulucular değil barolar tarafından da tepkiyle karşılandı. ANKARA BAROSU Alternatif Uyuşmazlık Çözüm Merkezi tarafından yayınlanan duyuruda “Avukatlık mesleğinin ve hukukçu kimliğinin ön planda olduğu ve uygulama başarısı ve arabuluculuk tutanaklarına hukuk bilgisi-deneyiminin yansıtılmış olmasının önemi dikkate alındığında arabuluculuk sürecinin hukuk eğitimi alan kişiler dışındaki meslek gruplarına açılması toplumda oluşmuş güveni sarsacağı gibi hukuk eğitimi almayan kişiler tarafından düzenlenen hukuka aykırı düzenlemelerin yeni bir yargı yükü oluşturacağı gerçeğinin yadsınamaz olduğu” dile getirildi. Bu duyuruda yer alan açıklamalara ve endişelere bizler de katılıyoruz.
07.06.2012 tarihli 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’ nun 20.maddesinde “Mesleğinde en az beş yıllık kıdeme sahip hukuk fakültesi mezunu olmak” açık bir şekilde düzenlenmiştir. Diğer bir ifade ile arabulucu olmak için sadece hukuk fakültesi mezunu olmak yetmemektedir, beş yıllık kıdem de aranmaktadır. Ayrıca, bir hukukçunun arabulucu olabilmesi için 84 saatlik teori ve uygulamadan oluşan temel eğitimi almaları, mevzuat ağırlıklı yazılı sınavda en az %75 puan alarak başarılı olmaları, sicile kaydolarak arabulucu ünvanını kullanabilmeleri ve uzmanlık gerektiren dava şartı arabuluculukta arabulucu olarak görev alabilmesi için 24 saatlik uzmanlık eğitimi almaları gerekmektedir. Ve sürekli eğitim ilkesi gereği bir arabulucunun sürekli kendisini yenilemesi gerekmektedir. Bağımsız, tarafsız, taraf eşitliğini gözeten, diğer etik ve mesleki kurallara uymanın yanısıra yarı kamusal bir hizmet ifa eden avukatlar ve diğer hukukçular mesleki yemin ve kurallarına da ayrıca uymak zorundadırlar. Tüm bu bilgi ve değerler hukukçu kimliği üzerinde yükselmektedir. Bu nedenle, bu gerçeği görmeden arabulucu olmak için hukukçu olma şartı kaldırılsın demek, aynı zamanda bir adalete erişim yolu olan arabuluculuğu başarısızlığa mahkum etmek olacaktır. Bunu da hiçbir bilinçli sanayicinin ve tacirin istemeyeceği açıktır.
İhtiyari arabuluculukta, işçi işveren uyuşmazlıklarında dava şartı arabuluculukta ve ticari uyuşmazlıklarda dava şartı arabuluculuk uygulamasında arabuluculuk uygulamaları ve arabuluculuk bilgilendirmeleri sayesinde yargının iş yükünün %70 in üzerinde bir oranda azalmasının kahramanları %99 u serbest çalışan avukat-arabuluculardan oluşan hukukçulardır. Arabuluculuk başarı ile uygulanmakta iken arabulucu olmak için hukukçu olma şartının kaldırılmasını talep etmek; bu yetmediği gibi hukuk bilgisi ve tecrübesinden yoksun hukukçu olmayan insanların bu görevi yapmasını istemek en naifinden hukukçulara güvensizlik ve saygısızlıktır.
Ahilik kültürü ve helalleşmeye karşı değiliz. Geleneksel olarak bu kültürün hatırlanması ve yaşatılmasında bir sakınca göremiyoruz. Ancak bu kavramlar hukuki kavramlar değildirler. Hukuki ve ticari uyuşmazlıkların çözümünde kullanılabilecek kavramlar değildir. Arabuluculuğa alternatif olarak sunulamaz.
TOBB “Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği, odalar ve borsalar arasındaki birlik ve dayanışmayı temin etmek, mesleğin genel menfaatlere uygun olarak gelişmesini sağlamak, oda ve borsa mensuplarının meslekî faaliyetlerini kolaylaştırmak, bunların birbirleriyle ve halk ile olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni hâkim kılmak üzere, meslek disiplinini ve ahlâkını korumak, ülkenin kalkınması, ekonominin gelişmesi için gerekli çalışmaları yapmak ve bu Kanunda belirtilen hizmetleri yerine getirmek amacıyla kurulan, tüzel kişiliğe sahip, kamu kurumu niteliğinde meslek üst kuruluşudur.” Şeklindeki amaç ve hedeflerinin gerçekleşmesi için uğraşmalıdır. Hukukçular da bu amaç ve hedeflerin gerçekleşmesinde hukuki düzenlemeler, sorunlar ve uyuşmazlıklarla ilgili üzerlerine düzen görevi layıkıyla yapacak ve katkı sunacaklardır.
TOBB tarafından arabuluculuğun tanıtılması ve yaygınlaştırılması için bilgilendirme seminerleri düzenlenmesi ; tahkim ve arabuluculuk merkezleri açılması halinde arabulucular ve hukukçular gereken hizmeti sunacaklardır. Arabuluculuğun en temel ilkelerinden biri gizlilik ise diğeri tarafsızlıktır, bağımsızlıktır. Dolayısıyla, etik açıdan da TOBB üyeleri arasında bir başka TOBB üyesinin arabuluculuk yapmaya kalkması evrensel ve ulusal etik değerlere aykırı olacaktır. “İki tarafı tacir olan bir uyuşmazlıklarda tacir ve sanayicilerimiz ve iktisat-finans gibi alanlarda uzmanlaşmış profesyonellerimiz de arabulucu olabilmelidir” cümlesindeki “arabulucu” sözcüğünü çıkarıp yerine “uzman” yazdığımızda sorun çözülmektedir. Çünkü mevzuatımız, tarafların isterler ise konusunda uzman kişilerden görüş alınmasına ve hatta görüşmelere çağrılmasına olanak tanımaktadır. Kimsenin bir diğerinin alanına müdahale etmeden, birbirinin mesleğine saygı duyarak, kazan-kazan ilkesi çerçevesinde, uyuşmazlıkların arabulucunun yönetim ve kolaylaştırıcılığında tarafların kendilerince, hızlı, gizli ve ekonomik biçimde çözülmesi adalet sisteminin güçlenmesine olduğu kadar ülke ekonomisine de bir katkı olmaktadır. Bireyler arasındaki barış, toplumsal barışa katkıdır. Toplumsal barışa yönelik her adım uzlaşı kültürünün gelişmesine katkıdır.
“Arabuluculuğun hukukçular eliyle yürütülmesi kırmızı çizgimizdir diye Adalet Bakanı Sayın Abdulhamit Gül’ e, Arabulucunun ve arabuluculuğun yanında olan Arabuluculuk Daire Başkanı Sn. Umut İlhan Durmuşoğlu’ na ve yıllardır arabuluculuğun tanıtılması ve geliştirilmesi için büyük bir emekle ve özveriyle çalışan Hukuk İşleri Genel Müdürü Sn. Hakan Öztatar’a derneğimiz adına teşekkür ediyoruz. Ülkemiz gerçekleri , uzlaştırma uygulamasındaki olumsuz örnekler ve hukukçular eliyle yürütülen arabuluculukta sağlanan büyük başarının gözönüne alınarak, başarının düşmesine , hukuka ve hukukçuya güvensizlik olarak değerlendirilebilecek söz ve eylemlere izin vermemenizi, arabuluculuğun sadece hukukçular eliyle yürütülmesi yönündeki kırmızı çizgiyi her ortamda ifade etmenizi bekliyoruz.
Ayrıca ister TOBB olsun ister BARO , ister ÜNİVERSİTE tüm kurumsal yapıların arabuluculuğun ve tahkimin gelişimine katkı için merkezler kurmalarında bir sakınca görmüyoruz. Yeter ki, kuralları mesleki ve etik değerlere göre belirlensin; arabuluculular arasında eşitliğe aykırı uygulamalara izin verilmesin ve denetlensin. Yeter ki arabuluculuğun hukuk mezunları dışındaki mesleklere açılması , her kurumun kendi hukukunu uygulamak istemesi gibi yanlış olan, evrensel olmayan ve çağdaş olmayan yaklaşımlara kapı aralanmasın.
Avukat meslektaşlarımızın arabuluculukta taraf vekili olarak daha etkin olmalarını ve bunun için arabuluculuk veya taraf vekili eğitimi almalarını önemsiyor ve öneriyoruz.
İstanbul Barosu ve tüm baroların arabuluculuk ve tahkim başta olmak üzere alternatif uyuşmazlık çözümleri komisyonlarını kurmalarını ve bu komisyonlar vasıtasıyla arabulucu-avukat ve arabuluculukta taraf vekili avukat üyelerine arabuluculuk, müzakere, tahkim, Av.K.m.35/A Uzlaşma sağlama konusunda eğitim ve atölye çalışmaları yapmalarını önemsiyor ve öneriyoruz.
Arabuluculuk Bürolarının ve Arabuluculuk Merkezleri’ nin yasal bir statüye ve standarta kavuşturulmasını önemsiyor ve öneriyoruz.
Arabulucuların (aynı zamanda baroya bağlı olmalarına bir engel oluşturulmadan) bir meslek birliğine kavuşturulması için bir yasal düzenleme çalıştayı yapılmasını önemsiyor ve öneriyoruz.
UZLAŞI KÜLTÜRÜ VE HUKUK DERNEĞİ